38,0192$% 0.05
41,9663€% 0.67
48,9631£% 0.43
3.779,53%0,39
3.092,31%0,31
9.275,50%-2,13
Değerli okurlar merhaba.
Bir yaz tatilini daha bitirdik. 2024/ 2025 Eğitim – Öğretim yılının başlamasına sayılı günler kaldı. Velilerimiz çarşı pazar çocuklarının okul ihtiyaçları için alışverişte. Yapılan araştırmalara göre, okul ihtiyaçlarındaki yıllık fiyat artışı % 88 olmuş. Artan maliyetlerin nasıl karşılanacağı ayrı bir değerlendirme konusu. Ben bu yazımda, yeni kabul edilen ve bu yıl 1., 5. ve 9. sınıflarda uygulanmaya başlanacak olan yeni müfredat programı üzerinde değerlendirmelerde bulunacağım.
Değerli okurlar; Bizim eğitim sistemimizin temel sorunu; eğitimin siyasetin baskısı altında yönlendirilmeye çalışılmasıdır. Seçimi kazanıp iktidara gelen her siyasi parti, eğitim sistemini kendi programına uygun şekilde dizayn etmeye çalışıyor.
Yönetime gelen her bakan programı değiştiriyor. Ama bir türlü eğitimde ilerleme kaydedemiyoruz. Yani eğitimde devlet politikası değil de, parti politikası uygulanmaya devam ediyoruz.
Yeni kabul edilen, ‘’Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli’’ denilen programın adı, iktidarın seçimlerde kullandığı bir seçim sloganını çağrıştırmıyor mu? Peki programın adı Türk Milletinin tarihi ve kültürel değerlerine uygun düşen ‘’Türk Milli Eğitim Maarif Modeli’’ olsaydı, daha uygun olmaz mıydı?
Ülkeyi yönetenlerin varlıklarını korumak için, kendi düşünce sistemlerine uygun bireyler yetiştirmek için eğitim sistemini değiştirmek yerine, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin ve Türk Milletinin bağımsızlığını ve geleceğini korumaya ve geliştirmeye yönelik; ahlakın nitelikleri ve adaletin ilkelerini öğrenen, önemseyen bireyler yetiştirmek için eğitim sistemimizi değiştirmemiz, geliştirmemiz daha doğru olmaz mı?
Bizim gibi köklü, çağdaş, ilkeleri olan devletlerde partilerin, gurupların, şahısların özellikle eğitim alanında ayrı ve ayrıcalıklı politikaları olmaması; bunun yerine toplumun tamamını kucaklayacak devlet politikası olması daha doğru olmaz mı?
Eğitim sistemimizin: Türk milletinin tarihten gelen gelenek ve göreneklerini, aklı, bilimi, tekniği, teknolojiyi, sormayı, sorgulamayı, araştırmayı önceleyen bir yapıya dönüştürülmesi; gelişimimiz için daha doğru olmaz mı?
Eğitim sistemi içindeki tüm personelin siyasi takdir, tasarruf ve adam kayırmacılıkla değil, liyakat esas alınarak görevlendirilmeleri doğru olmaz mı? Hazırlanacak olan Türk Milli Eğitim Programının siyasi iktidar partisinin yönetiminde, denetiminde, gözetiminde değil; toplumun kurumsal ve toplumsal (STK’lar) dinamiklerinin görüş ve ihtiyaçları göz önüne alınarak, onlarla birlikte hazırlanması gerekmez mi?
Yeni Eğitim Öğretim yılının hepimize hayırlı uğurlu olması dileğiyle. Kalın sağlıcakla…
Salih TOPUK – Eğitim-İş Kemalpaşa
Şube Başkanı
CHP KEMALPAŞA İLÇE BAŞKANININ PARK HALİNDEKİ ARACI KURŞUNLANDI Ahmet Yılmaz İlçe Binasında Basın Açıklaması Yaptı