40,2596$% 0.13
46,7831€% 0.2
54,0058£% 0.31
4.317,79%0,49
3.334,34%0,32
10.205,56%-0,19
02 Ağustos 2025 Cumartesi
BU SEVİYESİZLİĞE ARTIK BİR SON VERİN!
Kemalpaşa Belediye Meclisi’nde yaşanan gerginlikler, halkımızın seçilmiş iradesine gölge düşürmektedir. Meclis toplantılarında, Belediye Başkanımızın sözünü sürekli kesen; yapıcı eleştiriden uzak, tartışma kültüründen yoksun ve açıkça provokatif amaçlar güden tutumlar, meclisin ciddiyetine ve kamu hizmetinin saygınlığına zarar vermektedir.
Bu tutumları sergileyen, Kemalpaşa’ya ve Kemalpaşa kültürüne yabancı meclis üyesinin üslubu yalnızca siyasi nezaketi değil, halkın temsil makamına olan güvenini de zedelemektedir. Meclis; kişisel şovların ve saygısız sataşmaların değil, çözüm üretmenin ve ortak aklın adresi olmalıdır.
Hemen her meclis toplantısında, Belediye Başkanımızın tüm uyarılarına rağmen ısrarla söz almadan konuşan; meclis adabından habersiz, her hareketini provokasyon amacıyla planlayan ve yarattığı sansasyonla birilerinden aferin bekleyen AKP Meclis Üyesi Recep Tayyip Taslak’ı, adaba ve Kemalpaşa halkının iradesine saygı duymaya davet ediyoruz. Aksi takdirde, kendisi siyaseten “taslak” olarak kalmaya devam edecektir.
Belediye Başkanımızdan özür bekleyen AKP Kemalpaşa İlçe Başkanı Sayın Metin Yaşar’a da sesleniyoruz: Asıl özür dilemesi gereken, her meclis toplantısında bu provokatif tavırları sergileyen ilgili meclis üyesidir. Zira “Sen kimsin” gibi yakışıksız ifadelerle Belediye Başkanımıza hitap eden bu kişi, aslında Kemalpaşa’da 32 bin kişinin oyuyla seçilen, bu toprakların her karışında emeği olan Sayın Mehmet Türkmen’e değil; halkımıza karşı bu saygısız üslubu kullanmaktadır.
KEMALPAŞA KİMSENİN KARİYER BASAMAĞI DEĞİLDİR!
Kemalpaşa Belediye Meclisi ve ilçe siyaseti geçmişten bugüne asgari iletişim kültürünün korunduğu, saygı sınırlarının aşılmadığı, düğünümüz bir cenazemiz bir anlayışı çerçevesinde siyaset üretmiş çok sesli bir yapıya sahip olmuştur. İthal yeni yetme meclis üyesinin siyasi nezaket ve Kemalpaşa kültürü açısından yetersizliği ortadadır. AKP İlçe Başkanı Sayın Metin Yaşar’dan kendisine Kemalpaşa nezaketini anlatmasını tavsiye ediyorum. Bu kişinin kişisel hırsları ile Kemalpaşa’yı kariyer basamağı olarak kullanmasına asla müsaade etmeyiz. Halkımız bu tavrı seçim sürecinde görmüş ve gereken cevabı sandıkta vermiştir.
Vatandaşlarımız, temsilcilerinden polemik değil; çözüm ve diyalog beklemektedir. Siyasi sorumluluğumuz gereği, bu seviyesiz ve saygısız tutumun karşısında olduğumuzu açıkça ifade ediyor; herkesi halkın iradesine yakışır bir duruş sergilemeye davet ediyoruz.
Bugün Kemalpaşa Belediyesi Meclis Toplantısı’nın “Dilek ve Temenniler” bölümünde yaşanan tartışma ilçede gündem oldu. Belediye Başkanı Mehmet Türkmen, konuşma yaptığı sırada AK Parti sıralarından Grup Başkanvekili Recep Tayyip Taslak’ın sözlü müdahalesiyle karşılaştı. Başkan Türkmen’in verdiği tepki mecliste tansiyonu yükseltti:
“Ben size söz verince konuşacaksınız. Böyle müdahale etmeyeceksin. Sen bunu sürekli yapıyorsun. Yapma! Sen yapamazsın kardeşim, ben sana söz verince yaparsın. Ben sana söz vermeden söz alamazsın. Kes sesini!”
Bu sözlerin ardından meclis yayını kesildi. Yayından sonra neler yaşandığı, olayın nasıl sonuçlandığına dair elimizde bilgi yok.
Ardından AK Parti Kemalpaşa İlçe Başkanı Dr. Metin Yaşar bir basın açıklaması yayınladı. Biz de gazetecilik sorumluluğumuz gereği bu açıklamayı kamuoyuna ilettik.
Kemalpaşa’da gazetecilik yapan biri olarak, bu tür olaylara tarafsız ve objektif bakmak mesleki etik açısından önemlidir. Son üç haftadır Kemalpaşa Belediyesi’ni rayiç bedeller üzerinden oldukça sert bir şekilde eleştiriyorum. Bu eleştirilerimde de bir geri adım atmış değilim. Rayiç bedeller bana göre yüksektir ve adil değildir. Bu eleştiriler kamuoyunda olumlu ya da olumsuz yankı uyandırmış olabilir. Ancak benim görevim, kamuoyunu bilgilendirmektir.
Bu yazıyı okuduktan sonra bazıları çıkıp “Ümit R yaptı, belediyeyle barıştı, başkana yanaştı” diyebilir. Onlara da şunu söyleyeyim: Alâkası yok. Hala Kemalpaşa Belediyesi’nin bana göre yanlış olan her uygulamasını yazarım. Bundan hiç kimsenin şüphesi olmasın. Bu zamana kadar yazdım, bundan sonra da yazacağım.
Ancak bu olay özelinde şunu ifade etmem gerekiyor. Belediye Meclislerinde oturumu yöneten kişi Belediye Başkanı’dır. Belediye Başkanı söz vermeden, oturum sırasında müdahale edilmesi hem Meclis teamüllerine hem de Belediye Meclisi Çalışma Yönetmeliği Madde 11’e aykırıdır. Siyasi nezaket ve meclis disiplini gereği sabırla söz verilmesini beklemek gerekir.
Aslında yukarıdaki konuşmanın geneline baktığımızda, Başkan Türkmen’in Recep Tayyip Taslak’ı oldukça normal bir tonla uyardığını görüyoruz. Olayın koptuğu an ise şu cümlede gerçekleşiyor: “Ben izin vermeden yapamazsın.” Bu noktada Taslak’ın “Yaparım” dediği anlaşılıyor. İşte o anda ipler kopuyor ve tartışma büyüyor.
Ancak şunu açık ve net bir şekilde belirtmem gerekir: “Kes sesini” ifadesi kesinlikle olmamıştır. Seçilmiş bir meclis üyesine bu hitapla seslenmek ne siyasi nezakete ne de demokratik teamüllere yakışır. Belediye Başkanı’nın burada kullandığı bu ifade kabul edilemezdir. Üslup açısından eleştiriyi fazlasıyla hak eden bu söz, tartışmanın en talihsiz anı olmuştur.
Yine de bu olayda temel sorunun, meclis düzenine uygun olmayan müdahalelerden kaynaklandığını da belirtmek zorundayım. Eğer bu olay başka bir partiden biriyle yaşansaydı yine aynı duruşu sergiler, aynı eleştiriyi yazardım. Burada mesele, meclisin saygınlığını korumaktır. Bu tarz tartışmaların tekrar yaşanmaması için her iki tarafın da daha sağduyulu olması gerekir.
Bugün gerçekleştirilen Kemalpaşa Belediyesi olağan meclis toplantısında, Kemalpaşa Belediye Başkanı Sayın Mehmet Türkmen’in, başkanlık makamının ciddiyetine ve saygınlığına yakışmayan bir tutum sergilemiş olmasından derin üzüntü duyuyoruz.
Sayın Başkan, meclis kürsüsünden, grup başkan vekilimiz Recep Tayyip Taslak ve diğer meclis üyelerimize yönelik ağır ve yakışıksız ifadeler kullanarak hakaret etmiştir. Oysa belediye başkanlığı makamı, hizmet makamıdır. Bu makamda bulunan herkesin, meclis üyelerine ve Kemalpaşalılara karşı saygılı, demokratik değerlere uygun ve yapıcı bir tavır sergilemesi gerekir.
Meclis toplantılarında görüş ayrılıkları ve sert tartışmalar yaşanabilir; ancak hiç kimsenin, Kemalpaşa ve Kemalpaşalılar tarafından seçilmiş meclis üyelerine karşı hakaret ve saygısızlık yapmaya hakkı yoktur. Bu tür davranışlar, sadece meclisimizin ve yerel demokrasimizin saygınlığını zedelemekle kalmayıp, aynı zamanda Kemalpaşalıları derinden üzmektedir.
Kemalpaşalılar , hakaret eden değil, hizmet üreten ve çalışan bir belediye başkanı görmek istemektedir. Belediye başkanlığı makamı, kişisel ego ve tahakkümün değil, hizmetin, hoşgörünün ve ortak aklın temsil edildiği bir makamdır.
Sayın Mehmet Türkmen’in bu davranışlarından dolayı Kemalpaşalılardan ve meclis üyelerinden samimi bir şekilde özür dilemesini bekliyoruz.
Bizler, AK Parti Kemalpaşa İlçe Başkanlığı olarak, Kemalpaşa hak ettiği saygı ve hizmeti alana kadar, meclis üyelerimiz ve teşkilatımız olarak üzerimize düşen görevleri kararlılıkla sürdüreceğimizi kamuoyuna saygıyla duyururuz.
Kemalpaşa’nın en eski mahallelerinden biri olan Atatürk Mahallesi’nin zirve noktalarında yer alan sokaklarda büyüyen biri olarak bu yazıyı yazmak benim için ayrı bir anlam taşıyor. Mahallenin 50. Sokak„, belki de bu tepenin en yukarısında yer alıyor. Buralarda yer alan evlerin büyük bölümü yıllar öncesinden kalma, kagir ya da yarı kagir yapılar. Genellikle tek katlı, avlulu ve mütevazı evler bunlar. Ancak bugün mahalle sakinleri büyük bir tehlikeyle karşı karşıya: Rayiç bedellerdeki sert artış!
2025 yılında 381 TL olan rayiç bedel, 2026 için 12.000 TL olarak belirlenmiş durumda. Bu artış tam 31 kattan fazla. Peki bu rakam belirlenirken acaba mahalle gerçekten incelendi mi?
Atatürk Mahallesi’nin bu bölgesinde doğal gaz yok, fiber internet yok, park yok, oyun alanı yok. En yakın bakkal bile yüzlerce metre aşağıda. Mahalleye çıkabilmek için 3 ayrı noktadan yüzlerce basamaklı merdivenleri tırmanmak zorundasınız. Yaşlılar için bu tam bir eziyet. Ulaşım yok, kamu yatırımı yok, hizmet yok.
Ama emlak vergisi var. O hem de bolca var.
Bir arkadaşımın evinin tapusundan hareketle bir hesap yaptım. Söz konusu ev 276 m2, avlulu yığma kagir bir yapı. Yıllar önce yapılmış, bugün çoğu kısmı eski, fakat ayakta. Bu eve çıkan emlak vergisi: 7.715 TL.
Bu vergiyi belirleyen komisyon şunu unutmuş olabilir: Dairelerde arsa payı 1/8, 1/10 gibi kesirlerle bölünür. Bu da ödenecek vergiyi düşürür. Ama Atatürk Mahallesi’nde arsa payı neredeyse bire bir. Yani 276 m2 evin neredeyse tamamı vergilendirilir.
Ayrıca soruyorum: Bu evin arsası gerçekten 3 milyon 312 bin TL eder mi? Bu fiyatlara burada alıcı çıkar mı?
Şu da söylenebilir: “Bu mahalle kentsel dönüşüme girecek.” Peki ne zaman? Şimdiye kadar somut bir adım atıldı mı? Buradaki halkı bu yüksek vergiyle ezmenin anlamı var mı?
Takdir komisyonu bu sıkıntıyı yeniden gözden geçirmeli. Mahalle sakinleri için bu rakamlar kabul edilebilir düzeyde değil.
Rayiç bedel artışı gerçek dürtülerle yapılmalı. Hizmet gelmeden, altyapı gelmeden vatandaşı bu kadar yüka sokmak doğru değil.
Atatürk Mahallesi’nin en tepe noktalarındaki bu sokaklar yeniden değerlendirilmelidir.
Umarım sesimiz duyulur.
Merhaba değerli takipçilerim,
Aslında rayiçlerle ya da emlak vergisiyle ilgili bir şey daha yazmayı düşünmüyordum.
Ama belediyeden gelen “Senin yaptığın hesaplamalar yanlış” ithamı üzerine, hem kendimizi hem de kamuoyunu aydınlatmak için bu yazıyı kaleme alma zorunluluğu hissettim.
Evet, bizim yaptığımız hesaba “yanlış” denildi.
Peki belediyenin sunduğu “doğru hesap” neydi?
İşte ellerinde sadece şu iki görsel var:
Birinci görselde şöyle deniyor:
2025 – 900 TL
2026 – 2.500 TL
140 m² daire
Ama nasıl hesaplandığına dair tek bir veri bile yok.
Ne yapı maliyeti,
Ne arsa payı,
Ne yapı sınıfı,
Ne yıpranma,
Hiçbir şey yok.
Sadece “900 TL idi, 2.500 olacak” denmiş. Bu kadar.
İkinci görselde ise yalnızca şu ifade yer alıyor:
“Vergi oranı binde 2’dir.”
Arsa değeri 1.000.000 TL kabul edilmiş,
Vergi: 1.000.000 × 0.002 = 2.000 TL
Ancak burada yalnızca arsa rayici esas alınmış.
Yapı değeri, daire m²’si, bina özellikleri yine yok.
Peki soralım o zaman:
Biz artık sadece arsaya mı vergi ödüyoruz?
O zaman neden 140 m² daireden bahsediyorsunuz?
Yapı maliyeti buhar mı oldu?
Yapı bedeli olmadan 2.500 TL’ye nasıl ulaştınız?
İki ayrı görsel, iki ayrı mantık.
Biri sadece rakam veriyor,
Diğeri sadece oran söylüyor.
Ama ikisi de formülsüz, temelsiz, hesapsız.
Biz ne yaptık?
2026 yapı maliyeti henüz açıklanmadığı için, varsayımsal %50 artış üzerinden hesap yaptık.
Arsa payını, yapı sınıfını, bina yaşını, kalorifer gibi detayları tek tek girdik.
Ve dedik ki:
“Varsayımlarla bu hesap yaklaşık 4.179 TL çıkıyor. Yaklaşık diyoruz. Tahmini diyoruz. Şeffafça söylüyoruz.”
Siz ne dediniz?
“Kesin 2.500 TL olacak.”
Peki soralım:
2026 yapı birim maliyetinin kaç olacağını şimdiden nereden biliyorsunuz?
Ya %50 değil de %80 artarsa ne yapacaksınız?
Ya daire 1. sınıf betonarme ise?
Ya arsa payı 70 m² ise?
Yine 2.500 TL mi olacak?
Biz varsayımlarımızı açıkça yazdık.
Hangi değeri nereden aldığımızı söyledik.
Tahmini dedik, ortalama dedik, şeffaf olduk.
Siz ise:
Rakam attınız
Detay vermediniz
Formül açıklamadınız
Üstüne üstlük bir de bizi suçladınız.
Eğer 2.500 TL gerçekten doğruysa, çıkın formülünü açıklayın.
Arsa payı kaç m²?
Yapı sınıfı ne?
Yıpranma oranı kaç?
Hangi yapı maliyetine göre bu sonuca ulaştınız?
Şimdi gelelim sizin o meşhur 2.500 TL’lik örneğinize.
Görselde ne var?
140 m² daire
Arsa rayiç değeri 20.000 TL
Arsa payı: 50 m² → Arsa değeri: 1.000.000 TL
Vergi oranı: binde 2
Toplam vergi: 2.500 TL
Peki siz bu hesabı nasıl yaptınız?
Biz oturduk, hesapladık.
Daire 140 m²
Yapı tipi: 2. sınıf betonarme
Birim maliyet: 4.175 TL (2025 verisi – hiç zam yapmadık)
Yapı maliyeti: 584.500 TL
Kalorifer yok, asansör yok
Arsa rayici: 1.000.000 TL
Toplam vergiye ulaşmak için hedef matrah: 2.500 / 0.0022 ≈ 1.136.364 TL
Geriye kalması gereken net yapı değeri: 1.136.364 – 1.000.000 = 136.364 TL
Peki 584.500 TL’lik yapı maliyeti nasıl 136.000 TL’ye düşer?
Ancak %76,6 yıpranma indirimi uygularsanız!
Ama resmi yıpranma tablonuza göre
betonarme binalarda en yüksek indirim oranı %60.
O da ancak 76 yaş ve üzeri binalarda geçerli.
Yani siz 2.500 TL diyebilmek için vatandaşa diyorsunuz ki:
“Bu bina 76 yaşında, ayakta duruyor ama vergi düşük.”
Gerçek bu mu?
Yoksa sadece o 2.500 TL rakamı kulağa hoş geldiği için mi atıldı?
Unutmayın:
Bu hesapta hiçbir yapı maliyeti zammı yok.
Yani:
140 m² daire × 4.175 TL = 584.500 TL yapı maliyeti
%60 yıpranma indirimi sonrası net yapı değeri: 233.800 TL
Arsa rayici: 20.000 TL × 50 m² = 1.000.000 TL
Toplam matrah: 1.233.800 TL
Binde 2 vergi + %10 kültür payı: yaklaşık 2.714 TL
Yani sizin o “2.500 TL olur” dediğiniz hesap, yıkık dökük binalarda bile tutmuyor.
O yüzden tekrar soruyoruz:
Bu hesabı Cin Ali mi yaptı?
Eğer siz bu evi 2.500 TL vergi ödeyecek şekilde hesapladıysanız, çıkın söyleyin:
“Bu daire gecekondu, 76 yaşında, kalorifersiz ve asansörsüzdür.”
Desinler ki biz de bilelim! Yoksa bu 2.500 TL lafı da kağıttan kule gibi çöker.