39,8366$% 0.05
47,0275€% 0.03
54,7803£% 0.12
4.238,10%0,25
3.311,62%0,27
9.948,51%5,78
30 Haziran 2025 Pazartesi
Bülten 2025/0544 30 Haziran 2025
EÜ Etnografya Müzesi’nde Smyrna’da Kap Kacak Modası konuşuldu
Duygu Çalık
İZMİR (Ege Ajans) – Ege Üniversitesi (EÜ) Etnografya Müzesi, Smyrna söyleşi serisinin son oturumuna ev sahipliği yaptı. EÜ Etnografya Müzesi Müdürü Doç. Dr. Dilek Maktal Canko’nun moderatörlüğünde “Smyrna’da Kap Kacak Modası: Tercih mi Zorunluluk mu?” başlıklı etkinlik gerçekleştirildi. Smyrna Agorası kazılarında uzun yıllardır görev alan Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Sevinç Gök İpekçioğlu konuşmacı olarak yer aldığı etkinliğe akademisyenler öğrenciler ve sanatseverler katıldı.
İzmir’de geçmiş dönemlerde tercih edilen seramik üretimlerine dair gözlemlerini paylaşan Doç. Dr. Sevinç Gök İpekçioğlu, “Yaklaşık 20 yıldır Smyrna Agorası’nda, Prof. Dr. Akın Ersoy başkanlığında yürütülen kazılarda araştırmacı olarak çalışıyorum ve bu süreçte İzmir’de tercih edilen seramik kap kacaklara dair önemli verilere ulaştık. Bu süreçte elimden geçen seramiklerden öğrendim ki, İzmir’de Kütahya ve Çanakkale üretimleri yaygınken, İznik seramiklerine neredeyse hiç rastlanmıyor. Bu durum bize modanın mı, yoksa ekonomik zorunlulukların mı belirleyici olduğunu sorgulatıyor. Evet, Kütahya fincanları bir dönemin modasıydı ama aynı zamanda ucuz ve ulaşılabilirdi; bu da onları tercih edilen değil, zorunlu hale gelen ürünler yaptı. Seramik tercihlerinin ardında yalnızca estetik değil, demografik yapı, ekonomik güç ve ulaşılabilirlik gibi pek çok değişkenin yattığını unutmamak gerekiyor.” diye konuştu.
“Seramik tercihlerinde kültürel ve ekonomik etkenler”
Görünürde basit görünen seramik tercihlerinin ardında yatan kültürel ve ekonomik arka plana değinen Doç. Dr. İpekçioğlu, “Biz yıllardır hep modaydı, tercihti diyerek geçiyoruz ama meseleler göründüğünden daha karmaşık. Mesela Agora’da bulduğumuz lazımlıkların neredeyse tamamı hardal sarısıydı. Neden hep sarı? Prof. Dr. Şerife Yalınçakaya’nın tespitlerinden öğreniyoruz ki kadı sicillerinde vaktiyle havruzlarda (lazımlıklarda) yeşil renk yasaklanmış. Sebebi şimdilik bilinmiyor, belki yeşile atfedilen kutsallık yüzünden. Ama bu kutsallık ne zaman ve kim tarafından verilmiş, işte orası meçhul. Aynı şekilde, İngiltere’den gelen tabakların üzerinde Arap harfleriyle ‘afiyet olsun’ yazıyor. Neden? Çünkü bu ürünler Avrupa halkı için değil, doğrudan Osmanlı pazarı için üretilmiş. Levantenler, Avrupa’daki bu üretimi İzmir gibi kentlere taşıyor ama halk ancak daha düşük kalitedeki örneklere ulaşabiliyor. Moda dediğiniz şey, sadece estetik değil, aynı zamanda ulaşılabilirlik ve ekonomi meselesi. Osmanlı sarayı bile kendi ihtiyacını karşılamak için çini ustalarını dış sipariş almaktan menetmiş. Üreticiye yeterli ödeme yapılmıyor, dışa satış yasak. Sonra ne oluyor? İznik’te bir zamanlar yüzlerce olan çini atölyesi, 18. yüzyılda sıfıra düşüyor. İşte bu yüzden her tercih bir zorunluluğun kılığına bürünebiliyor” dedi.
“İzmir’in erken yerleşim izleri”
İzmir’in erken dönem kentleşmesine dair belgeli veriler ışığında tarihsel değerlendirmelerde bulunan Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Şakir Çakmak, “İzmir’in erken dönem yerleşimine dair elimizdeki en somut verilerden biri 1528 tarihli defter; bu belgede yalnızca beş mahalleden bahsediliyor. Hamleyi, Sedat İrzade, Kayınbaşı, Limon ve Gebran. Hepsi bugünkü Basmane çevresinde. En çok buluntu ise Agora’da, o da mezarlık olarak kullanıldıktan sonra yaşam başlamasıyla geliyor. 16. yüzyılda İzmir hâlâ küçük bir sahil kasabasıydı, dolayısıyla bu dönemden çok fazla seramik bulamıyoruz. İzmir’in ekonomik anlamda bir hareketlilik kazanmaya başlaması ancak 17. yüzyıldan, hatta esasen 19. yüzyıldan itibaren mümkün. Bu da bize gösteriyor ki, İzmir’in kent olarak gelişimi çok daha geç bir dönemde ivme kazanıyor. Mesela Rıza Camii’nin ya da Bayrakpaşa Camii’nin inşası bu izleri takip edebileceğimiz nadir yapı örneklerinden. Onların da erken tarihlerine bakınca, yaşamın ancak 17. yüzyılda daha görünür hale geldiğini görüyoruz” ifadeleriyle sunuma katkı sundu.
Etkinliğin sonunda Etnografya Müzesi Müdürü Doç. Dr. Dilek Maktal Canko, sunumuyla söyleşiye değerli katkılarda bulunan Doç. Dr. Sevinç Gök İpekçioğlu’na “Teşekkür Belgesi” takdim etti.
*ADD Genel Başkanı Bozkurt: “Cumhuriyetin Değerlerine Sahip Çıkalım”*
Mustafa Kemal Atatürk’ün 99 yıl önce Çeşme’ye gelişinin anısına düzenlenen
“Ilıca’dan Ata’ya Selam” etkinlikleri, ikinci gününde anlamlı bir söyleşiye
sahne oldu. Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) Genel Başkanı Dr. Mustafa Hüsnü
Bozkurt’un gerçekleştirdiği *“Yeniden Atatürk Cumhuriyeti”* başlıklı
söyleşi, geçmiş ile günümüz arasında köprü kurarak Cumhuriyetin
kazanımlarına sahip çıkma çağrısıyla dikkat çekti.
Ilıca’da, yoğun katılımla gerçekleşen söyleşide Dr. Bozkurt, Cumhuriyetin
kuruluş yıllarındaki kararlılığın ve üretim vizyonunun, bugünkü Türkiye
için ne denli ilham verici olduğuna vurgu yaptı. Cumhuriyetin ilk
döneminde, savaşlardan çıkmış bir milletin nasıl ayağa kalktığını
örneklerle anlattı. Silah fabrikalarından uçak üretim merkezlerine,
tekstilden ilaca kadar birçok alanda kendi kaynaklarına dayalı kalkınma
modeli uygulandığını anımsatarak, bugün gelinen noktaya şöyle dikkat çekti:
“Bugün burnumuzu sildiğimiz mendilden, çocuğumuzun defterine kadar her şeyi
ithal ediyoruz. Bu tabloyu kabul edemeyiz. Çünkü biz bir zamanlar sadece
kendimize yeten değil, başka ülkelere yardım eden bir ülkeydik.”
“Türkiye, Üretimden Uzaklaştırılmış Bir Borç Ekonomisine Hapsedildi”
Dr. Bozkurt, günümüz ekonomik tablosunu da sert bir dille eleştirdi.
Türkiye’nin, üretimden uzaklaştırılarak borçla dönen bir sisteme mecbur
bırakıldığını vurguladı. Ekonomi yönetiminin yatırım yerine borçlanma
odaklı yürütüldüğünü ifade eden Bozkurt, Maliye Bakanı’nın yabancı ülkeleri
dolaşarak finans arayışında olmasının vahim bir tablo olduğunu söyleyerek,
“520 milyar doları aşan borç yükünün altında ezilen Türkiye, artık
başkalarının parasına muhtaç hale getirildi. Bu, Cumhuriyetin ekonomik
bağımsızlık hedeflerine tamamen terstir” dedi.
“Eğitimde Bilimden Uzaklaşmak, Geleceği Kaybetmektir”
Söyleşide gençlik ve eğitim konuları da geniş yer buldu. Türkiye’nin genç
nüfus potansiyeline rağmen, bu gücün doğru yönlendirilmediğini ifade eden
Bozkurt, eğitim sistemindeki dinselleşmenin ve bilimden uzaklaşmanın
Türkiye’nin geleceğini tehdit ettiğini söyleyerek şu ifadeleri kullandı:
“Bugün Türkiye’de gençlerin büyük kısmı geleceğini yurt dışında arıyor.
Vize kuyruklarında bekleyen gençler, bize sessizce ‘umut arıyoruz’ diyor.
Eğitim sistemi bilimsel temelden uzaklaştıkça, bu ülke geleceğini kaybetme
riskiyle karşı karşıya kalır.”
“Yeni Devlet Arayışları, Türkiye’nin Birliğini Tehdit Ediyor”
Dr. Bozkurt’un üzerinde en çok durduğu konulardan biri ise Türkiye’nin
üniter yapısını hedef alan siyasi projeler oldu. “Yeni bir devlet
kurmalıyız” söylemlerinin artık açıkça dile getirildiğini belirterek,
demokratik konfederalizm adı altında bölünmeyi hedefleyen bir anlayışın
tehlikesine dikkat çekti. Sevr haritasını ve Büyük Ortadoğu Projesi
haritasını gösteren Dr. Bozkurt şöyle dedi:
“Türklerin kurucu unsur olduğu bir üniter yapıyı yok sayanlar, bu
topraklarda birlikte yaşamanın zeminini ortadan kaldırır. Atatürk’ün
‘ülkesi ve milletiyle bölünmez bütün’ ilkesi, sadece geçmişin değil bugünün
de teminatıdır.”
Bozkurt, bu sürecin emperyalizmin yönlendirdiği bir proje olduğuna da
işaret ederek, Irak, Suriye, Libya gibi ülkelerin bölünmüş yapılarından
ders alınması gerektiğini ifade etti. “Ulus birliği olmayan ülkeler
emperyalizmin oyuncağı olur” dedi.
“Umut Var: 100 Yıl Önce Nasıl Başardıysak, Yine Başarırız”
Tüm karamsar tabloya rağmen umudunu koruduğunu belirten Bozkurt, Türk
milletinin tarih boyunca birçok zorluğu birlik içinde aşabildiğini
hatırlattı. Özellikle Kurtuluş Savaşı sürecindeki halk iradesinin, bugünün
de çıkış noktası olabileceğini şöyle vurguladı:
“Altı asırlık bir imparatorluğun külleri arasından bir Cumhuriyet doğduysa,
bugün de aynı ruhla bu karanlığı aşabiliriz. Yeter ki Cumhuriyetin
ilkelerine sarılalım, yeter ki üretelim, bilimle yol alalım.”
“Gençliğe Hitabe” Ayakta Alkışlandı
Dr. Bozkurt söyleşisini, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün *Gençliğe Hitabesi*
ile tamamladı. Anlam dolu bu final, yüzlerce kişi tarafından uzun süre
ayakta alkışlandı. Etkinlik sonunda Çeşme Belediye Başkan Yardımcısı *Banu
Ayhan*, Bozkurt’a teşekkür ederek çiçek takdim etti.
Söyleşinin ardından deniz tarihçisi Emekli Deniz Kurmay Albay Ali Rıza
İşipek, ADD Genel Başkanı Dr. Mustafa Hüsnü Bozkurt’a “Savarona” adlı
kitabını hediye etti.
İzmir’de yangınlarla mücadelede Ülkü Ocakları ön safta
Ülkü Ocakları İzmir İl Başkanlığı tarafından İzmir’in çeşitli bölgelerinde
meydana gelen yangınlarda devletimizin ilgili kurumlarıyla koordinasyon
sağlanarak; söndürme, soğutma ve yardım çalışmalarında bulunuldu.
İzmir’de yaz ayının gelmesiyle başlayan yangınlara karşı mücadele sürüyor.
Ülkü Ocakları İzmir İl Başkanlığı da İzmir’in çeşitli bölgelerinde meydana
gelen yangınlarda devletimizin ilgili kurumlarıyla koordinasyon içerisinde;
söndürme, soğutma ve yardım çalışmalarında bulundu.
Ülkü Ocakları İzmir İl Başkanı Burak Kılıç, sosyal medyadan yaptığı
açıklamada “Vatan toprağının her karışı, her ağacı, her canlısı bizlere
emanettir. Bu emanete sahip çıkmak boynumuzun borcudur.” dedi.
Bayraklı’da yaz okulu atölyeleri başlıyor
Haydi çocuklar yaz kurslarına!
Bayraklı Belediyesi, çocukların yaz tatilini verimli ve eğlenceli geçirmeleri için yaz atölyeleri düzenliyor. Bu kapsamda 7-12 yaş arasındaki çocuklar, 10 branşta çeşitli kurslara katılma fırsatı bulacak. Bayraklı Belediye Başkanı İrfan Önal, “Tüm çocuklarımızı eğlenip, öğrenebilecekleri yaz okulu atölyelerimize bekliyoruz” dedi.
7 TEMMUZ’DA BAŞLIYOR
Bayraklı Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Müdürlüğü, çocukların yaz tatilini daha verimli geçirebilmeleri amacıyla Bayraklı Sanat ve Müzik Akademisi çatısı altında açtığı kurslarını, yaz okulu kapsamında sürdürecek. Bu doğrultuda açılacak kurslar, çocukların farklı ilgi alanlarına hitap eden zengin içerikler sunacak. Kurslara 7-12 yaş arasındaki çocuklar, ücretsiz olarak katılabilecek. Yaz okulunda; neşeli matematik, İngilizce, arkeoloji, görsel sanatlar ve eğlenceli bilim, orff (oyunla müzik), zeka oyunları, yaratıcı yazarlık, hareket eğitimi ve satranç gibi kurslar yer alacak. Böylece çocuklar eğlenerek öğrenirken yeni beceriler kazanıp, yeteneklerini keşfetme fırsatı bulacak. Kurslar, Mansuroğlu Mahallesi 100. Yıl Matematik ve Zeka Oyunları Parkı’nda gerçekleştirilecek. Yaz okulu atölyeleri 7 Temmuz’da başlayacak. Ayrıntılı bilgiye 0 501 755 91 91 telefon numarasından ulaşılabilecek.
ÇOCUKLARIMIZI ATÖLYELERE BEKLİYORUZ
Bayraklı Belediye Başkanı İrfan Önal, “Yaz tatilinde çocuklarımızın kendilerini geliştirmeleri ve eğlenerek öğrenmeleri için kurslarımızı sürdürüyoruz. Bu kapsamda çocuklarımızın tatil zamanını verimli bir şekilde geçirebilecekleri yaz okulu atölyeleri düzenledik. 10 branştaki kurslarımıza tüm çocuklarımızı bekliyoruz” dedi.
NARLIDERE BELEDİYESİ’NDEN OKULLARA BAKIM ONARIM DESTEĞİ
Narlıdere Belediyesi, yaz tatilin başlamasıyla birlikte, talep eden okullarda boya, badana ve bakım çalışması gerçekleştiriyor
Eğitim kurumlarına desteğini sürdüren Narlıdere Belediyesi, yaz tatilinin başlamasıyla birlikte ilçedeki okullarda iç cephe boya-badana ve bakım çalışmalarını başlattı. Öğrencilerin daha sağlıklı ve hijyenik ortamlarda eğitimlerine devam edebilmeleri amacıyla yürütülen çalışmalar kapsamında, sınıflar ve ortak kullanım alanları baştan sona yenileniyor. Fen İşleri Müdürlüğünün okullardan gelen talepler doğrultusunda yürüttüğü çalışmalarla, sınıflar ve ortak kullanım alanları tertemiz ve bakımlı getiriliyor.
NE YAPSAK AZ
Eğitime yapılan her katkıyı, geleceğe yapılan bir yatırım olduklarını gördüklerini söyleyen Narlıdere Belediye Başkanı Erman Uzun, “Narlıdere Belediyesi olarak, öğrenci kardeşlerimizin eğitim ortamlarının iyileştirilmesi için bize gelen talepler ve elimizdeki imkânlar doğrultusunda gereken desteği sağlıyoruz. Öğrencilerimiz ve onları yetiştiren kıymetli öğretmenlerimiz için ne yapsak az. Öğrencilerimizin daha güvenli, hijyenik ve çağdaş ortamlarda eğitim görebilmeleri için elimizden gelen desteği vermeye devam edeceğiz” diye konuştu.