38,2552$% 0.34
43,8333€% 0.15
51,0885£% 0.12
4.075,24%0,33
3.326,81%0,01
9.317,24%-0,84
Av. BURCU ÇALIŞKAN Yazdı…
Muris muvazaası ya da halk arasında yaygın olarak bilindiği üzere mirastan mal kaçırma, ülkemizde sıklıkla miras paylaşımı süreçlerinde karşı karşıya kalınan bir durumdur.
Miras bırakan, mirasçılarından birini, birkaçını veya tamamını mirastan mahrum bırakmak amacı ile mirasçıları veya üçüncü kişiler ile yaptığı karşılıksız kazandırma işlemlerinin kağıt üstünde satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi gibi gösterilmesi suretiyle sizin miras hakkınızı almanızı engellemiş olabilir. Peki hangi durumlar mirastan mal kaçırma olarak kabul edilir?
Örneğin, miras bırakan, mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi şeklinde açıklamak suretiyle devretmektedir. Ancak taşınmazların miktarı ve değeri göz önünde bulundurulduğunda bu kadar fazla taşınmazın bakım karşılığında verilmesi ya da mirasçının maddi gücünün çok üstünde olan taşınmazı muristen satın alması hayatın olağan akışına aykırı kabul edilerek mal kaçırmanın varlığı kabul edilmektedir. Miras bırakanın ölümünden kısa süre önce yapmış olduğu ölünceye kadar bakım sözleşmesi karşılığı tapu devrinin hayatın olağan akışına uygun düşmediği de kuşkusuzdur. Yine özellikle, miras bırakanın mali durumu mal satmaya ihtiyacı olmayan varlıklı bir kişi olması ve satın alanın alış gücü olmadığı durumda miras bırakanın mal kaçırma kastı olduğu düşünülmektedir. Devrin ara malik aracılığıyla yapılması, hızlı bir devir yapıldığı ve davalının bedel ödemediği hallerde tapu kayıtlarından da bir silsile halinde belli olduğu durumlar muris muvazaasına karine olmaktadır. Erkek çocuklarının kızlara üstün tutulması gibi gerekçelerle yapılan işlemler, ikinci ya da son eşin baskısı dikkate alınarak eşin üzerine yapılan devirlerde çeşitli koşullarında varlığı halinde mal kaçırmaya karine olarak kabul edilecektir. Bu durumlar verilecek örneklerle çoğaltılabilecektir.
Peki miras bırakanın diğer mirasçılarından mal kaçırma kastıyla yapmış olduğu devre nasıl itiraz edilir?
Bu kapsamda miras hakkı engellenen mirasçının miras hakkına kavuşmak için açabileceği muris muvazaasına dayalı tapu iptal ve tescil davasından bahsedeceğiz. Saklı paylı olan ve olmayan, kendisinden mal kaçırılan, miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar muris muvazaasına dayalı tapu iptal ve tescil davası açabilirler. Muris muvazaasından kaynaklanan tapu iptali ve tescili davasında davalılar, muvazaa ile kazanım elde etmiş kişiler olurken, bu davalarda yetkili ve görevli mahkeme muvazaaya konu olan taşınmazların bulunduğu yer asliye hukuk mahkemesidir. Ayrıca bazı davalarda tanık deliline dayanamazken bu dava türü yapısı itibariyle tanık dahil her tür delille ispatlanması mümkündür. Aynı zamanda muris muvazaasından zarar gören mirasçılar, herhangi bir zaman sınırına tabi olmaksızın tapu iptali ve tescili davası açabilirler.
Burada miras hakkı zayi olan mirasçıların sıklıkla sorduğu diğer bir soru , annesinin ya da babasının yani miras bırakanın kendisinden mal kaçırmak için satış yaptığını bildiğini ve bu devri annesi ya da babası ölmeden önce iptal ettirmek için dava açmanın mümkün olup olmadığıdır.
Peki muris hayatta iken muris muvazaasına dayalı tapu iptal ve tescil davası açılabilir mi? Hayır. Miras bırakan hayatta olduğu sürece, mirasçılar muvazaalı işlemi gerekçe göstererek dava açma hakkına sahip değillerdir. Muvazaalı yapılan devrin gerçekleştiği miras bırakan hayatta iken öğrenilmiş olsa bile, muris muvazaası davası ikame edilemez.
Bu bakımdan dava yolu ile yapılan tasarrufların iptalini isteyebilmek için, dava tarihinde mirasçılık sıfatının kazanılmış olması şarttır. Çünkü haklar, ancak kazanıldıktan sonra kullanılabilir.
MİRASTAN MAL KAÇIRMAYA NASIL İTİRAZ EDİLİR?