NİF HABER

ZİRAAT ODASI BAŞKANI ORAY: “BU YAĞIŞLAR YETERLİ DEĞİL”

Dünya genelinde süre gelen iklim değişiklikleri ve neticesinde yağışların gecikmesi. 2022’nin son dönemlerinde, sonbaharı neredeyse hiç yaşamadık. Pastırma yazı gibi geçen bir sonbahar ve geciken yağışlar. Kemalpaşa gibi tarımı ön planda olan bir ilçe için bu son derece kötü bir durum. Yağışlardaki bu gecikmelerin olası sonuçlarını ve Kemalpaşa tarımına etkisini, Kemalpaşa Ziraat Odası Başkanı Bülent Oray, Ziraat Mühendisi Adil Can Gümüş ve Ziraat Mühendisi Hâkime Salman muhabirimiz Buse Alp’e değerlendirdi. 

Ocak ayının sonuna yaklaştık. Hala yağmur ve kar yağmadı. Bunun tarıma etkisi nedir?

Bülent Oray: Yağmurların geç olması bizim tam hasat zamanında ihtiyacımız olan zamanda yağmaması zeytin hasadımızı da olumsuz etkiledi. Geçen yıllara göre bu seneki zeytin rekoltesini kıyasladığımızda aşağı yukarı %43-44 artış var. Önümüzdeki sene bu artışı %50-60 civarında bekliyorduk. Yağmurların yağmayışından dolayı bu yönde bir kaybımız oluştu. Diğer bir yandan bölgemizin en önemli ürünlerinden kiraz başta olmak üzere şeftali erik kayısı ge diğer ürünlerde de ağaçların ihtiyacı olan suyu sulama yöntemleri ile yeterince alamaması da ağaçların yıpranmasına ve maliyetlerin artmasına neden oldu. 

Ziraat Müh. Adil Can Gümüş: Tarımsal faaliyetlerin belli bir fizyoloji döngüsü var. Bunlar ay ay belli sıcaklık ve yağış verileridir. Şu anda bu veriler beklediğimizin dışında ilerliyor. Bu durum haliyle bütün ürünlerde olumsuz etkiye yol açacaktır. 

Kuraklık bekliyor musunuz?

Bülent Oray: Bölgemizde sulama kooperatifleri var. Enerjiyle yer altından şu kaynaklarından sağlanan bir bölgedeyiz. Normalde Kasım aralık aylarından sonra bunların seviyeleri yükselmeye başlamıştır önceki yıllarda. Ancak bu sene böyle bir seviye artışı göremedik aksine 1-2 metre düştü. Bu veriler ileriki dönemlerde kuraklığı daha da hissedeceğimizi düşünüyoruz. 

Ziraat Müh. Adil Can Gümüş: Kuraklık verileri dünya çapında bu alarm veriyor aslında. Bu kuraklık gibi tahminleri yapabilmek uzun vadede mümkün olabilen bir şey. Ancak biz bunun ilk sinyallerini almaya başladığımızı düşünüyoruz. Kısa zamanda kuraklığın etkilerini hep beraber göreceğiz gibi geliyor.

Bülent Oray: İzmir’e baktığımızda 2 adet havza var. Bakırçay havzası ve Küçükmenderes havzası. Yaklaşık 2 yıldır devlet şu işleri bu alanlarda açılacak olan ruhsatlı kuyu izinlerini vermiyor. Yeraltı sularının keyfekeder kullanılmaması için bu izinleri kaldırdılar. Özellikle küçükmenderes havzasındaki derin sondajlar 240-250 metre seviyelerinde çalışıyor. Bunlarla ilgili tedbirlerin alınması gerekiyor. 

Bu seneki zeytin rekoltesi nedir?

Bülent Oray: Geçen sene TÜİK ve Bakanlıktan aldığımız verilere göre 23 bin 900 ton zeytin hasatı gerçekleşti. Bu yıl 43 bin ton civarında bir hasat yapıldı. Beklentilerimiz daha da fazlaydı ancak yağmurların geç olması bu seviyelerde kalmasına neden oldu. Yağmurlar erken yağmaya başlamış olsaydı bu rekoltemi z biraz daha artardı.

Ziraat Müh. Adil Can Gümüş: Zeytin rekoltesi konusunda biz zeytinin çiçek döneminde çok umutluyduk. Verimin geçen senelere oranla çok daha fazla artmasını bekliyorduk. Tam meyvenin gelişim döneminde bir yağış olmaması durumu meydana geldi. Bu durum da bizim beklediğimiz rekoltenin sağlanamamasına neden oldu. Bir artış söz konusu evet ama beklediğimiz kadar değil. 

Bu yağışların gelmemesi meyve sebzeye nasıl etki etti?

Bülent Oray: Geçmiş yıllarla kıyasladığımızda her yıl bölgemizinse ürettiğimiz ürünlerin üretimi zorlaşmaya başladı. Bu mevsimsel verilerden kaynaklanan bir şey. İlkbahar tohumlarının geçe kalması, yağmurların ve soğukların geçe kalması. Bizim korkumuz da bu yağmurların geç kalması. Tam tarımsal faaliyetin içine girdiğimiz yani ağaçların uyanmaya başladığı dönemde yağışlar yağmaya başlarsa bu bizim ürün rekoltelerimizi oldukça olumsuz etkileyecektir. Bölgemizde 3 adet erken uyarı sistemimiz var. Arkadaşlarımız gün gün takip ediyorlar. İleriye dönük 1 hafta 10 günlük verileri kontrol altında tutuyoruz. Şubat ayında beklenen bir soğuk hava dalgası ve yağış var. Bunun daha önce olması gerekiyordu ama çok geç kaldı. 

Kemalpaşa için kiraz önemli bir noktada. Bu yağışların geç kalması ileriye dönük olarak kiraz mevsimi geldiğinde bizi nasıl bir sonuçla karşılaştıracak?

Bülent Oray: Sadece yağmurların yağmaması değil yazın tam hasat zamanında yağan yağmurdan da üretimimiz çok etkilendi. Bölgemizde kiraz üretiminin %60-70’i yurtdışı pazarına gidiyor. Son yıllarda bu sayı daha da arttı. Uzak doğu ülkelerine dahi buradan gidiyor. Ancak bu yağışlar geçe kaldığında bizim ihracata gönderecek olduğumuz kirazlarda çatlamalara neden oluyor. Böyle bir durumla karşılaştığımızda yurtdışında ciddi bir pazara sahip olan ürünümüzü kullanılamaz hale getiriyor. İç pazarda bile değer bulmuyor. 

Ziraat Müh. Adil Can Gümüş: bu konuda kiraz için biz yağıştan ziyade biz kiraz için bir hazırlık dönemindeyiz şu an. Hasattan sonra budamalarımız bu kesimde gerçekleşti. Yağıştan ziyade soğuğu takip ediyoruz biz bu dönemde. Tabii ki yağışı beklediğimiz dönemler de olacak ama dediğimiz gibi geçen yıl bu dönemde biz kar yağışını gördük Kemalpaşa’da. Bu yıl henüz kar yağışı gelmedi, şubat ayının başında bu kar yağışını bekliyoruz. Bu yağışlar ötelenirse ve kirazın tam çiçek döneminde yağış ve soğukla karşılaşırsak bize oldukça olumsuz bir etki gösterecek. Ancak şu an o kadar uzun bir öteleme görmüyoruz. 

Mevsimlerin normal seyrinde ilerlemiyor olması ileriye dönük olarak ne gibi problemler çıkartabilir?

Bülent Oray: Üretimimizi ciddi bir biçimde sekteye uğratır. Yeraltı sularının çekilmesi sulama imkanlarımızı kısıtlar ve maliyetlerin artmasına neden olur. Sıcaklığın zamansız yükselip düşmesi de üretimi oldukça etkiliyor. Sadece kirazda değil diğer ürünlerde de geçerli. Çünkü hepsinde farklı farklı dönemlerde meyve oluşumu gerçekleşiyor. Bu mevsimsel değişiklikler rekolte ve kalite kaybına neden oluyor. 

Ziraat Müh. Hâkime Salman: Aynı zamanda mevsimlerin bu şekilde değişmesi uzun vadede hem bizim bölgemizde hem Türkiye ve dünyada alternatif ürün arayışına yol açıyor. Çünkü sulu tarım yapılan ürün beklediği yağmuru alamayınca mecburen daha kurak koşullara dayanıklı bitkiler üretmeye başlanacak. Bu açıdan ürün desenini de etkileyeceğini düşünüyoruz. 

Nedir bu alternatif ürünler?

Bülent Oray: Yaklaşık 8-10 yıl öncesinde tema vakfı dünya genelinde bir çizelge yayınladı. Orta kuşam iklimin arttığını gösteriyordu. Yaklaşık 10 yıldır tropik meyveler Akdeniz bölgesinde yetişiyor. Aynı şekilde ege bölgesine de girmeye başladı bu ürünler. Ödemiş ve Selçuk ilçelerimizde muz üretim alanları oluşmaya başladı. Bölgemizde ejder meyvesi yetiştiricileri başladı.

Exit mobile version