34,5467$% 0.18
36,0147€% -0.62
43,3470£% -0.52
3.005,41%1,48
5.110,00%0,95
3403848฿%0.15133
Haber: Batuhan Kaya, Muhammet Atagün Fotoğraf: Ali Arif Aytekin, Ata Yağız Sungur
TÖBİR’in tarihi, amacı ve içeriği hakkında açıklamalarda bulunan Türk Dünyası Araştırma Enstitüsü Müdür Yardımcısı Doç. Dr. Atıf Akgün, “Ege Üniversitesi TÖBİR 1986 yılında faaliyete başladı. Bu kurum ülkemizde üniversiteler düzeyinde Türkçe Öğretim Merkezleri arasında en tecrübeli kurumlardan bir tanesidir. Ege Üniversitesini diğerlerinden ayıran özgün tarafı, öğrenciye dil eğitiminin yanı sıra Türk kültürünü de kazandırmaya çalışmasıdır. Türkçe’nin zirve şahsiyeti Yunus Emre’nin “gelin tanış olalım, işi kolay kılalım, sevelim sevilelim” dizelerinde işaret ettiği gibi öğrencilerimizin Türk kültürünü ve milletini sevmesini sağlayıp, kendi ülkelerinde gönül elçimiz olmasını amaçlamasıdır. Bunu da büyük alanda başardığımızı düşünüyorum. Her yıl dersler dışında öğrencilerimizle birçok etkinliğimiz oluyor. İnternet sitemizde bu etkinlikleri yıl yıl paylaşıyoruz. Geziler, sanatsal etkinlikler ve spor faaliyetleri düzenleyerek öğrencilerin Türk kültürüyle iç içe olmasını amaçlıyoruz” diye konuştu.
“Yetkin öğretim elemanı kadrosuna sahibiz’’
Eğitim sürecinin işleyişinden bahseden Doç. Dr. Akgün, “Dil öğretiminde 4 temel beceriyi esas alıyoruz. Okuma, yazma, dinleme ve konuşma. Bu yeteneklerin geliştirilmesi üzerine Avrupa Birliği Dil Portfolyosu standartlarını esas almaktayız. A1, A2, B1, B2, C1, C2 kurlarımız var. Eğitimde her bir kur 7 hafta ve 180 saat sürüyor. Yalnızca C2 eğitimi, daha üst düzey bir eğitim olduğu için 9 hafta ve 230 saat sürüyor. Öğretim görevlisi kadromuz yetkin, öğrencilerimiz değerli bir akademik kadrodan istifade etme imkânına sahip. Türk Dünyası formasyonu olan akademisyenlerle çalışıyoruz. Bu konuda büyük bir farkındalık oluşturuyoruz” dedi.
TÖBİR’in öğrenci çeşitliliğini genişletmek ve dünyanın farklı yerlerindeki öğrencilere Türk Dünyasını tanıtmak istediklerini söyleyen Doç. Dr. Akgün, “Öğrencilerimiz genellikle Türk Dünyasındaki ülkelerden geliyor. Doğru, bu bir avantaj çünkü Türkçe öğreniyoruz ve buradan gelen öğrenciler Türkçe’nin farklı lehçelerini bilerek buraya geliyor. Fakat aynı zamanda ikili anlaşmalarla Türk Dünyası dışındaki ülkelerden de öğrenci kazandığımız durumlar var. Mesela İsveç Oslo Üniversitesi ile ikili protokol yaptık. Bu vesileyle bize oradan üç öğrenci geldi ve gelmeye devam edecek. Çin Pekin Üniversitesi ile anlaşmamız kapsamında on öğrenci geldi ve bizden de oraya öğrenciler gidecek. Ortadoğu, Balkanlar ve Afrika’dan çok sayıda öğrenciyi barındırıyoruz” diye konuştu.
“Hem bilim hem de gönül elçileri yetiştiriyoruz”
Dil eğitiminin yanında; aktiviteler, yarışmalar ve programlar da düzenleyerek, öğrencilere klasik eğitim anlayışının dışında bir eğitim anlayışı ile yaklaştıklarını belirten Doç. Dr. Akgün, “Biz eğitim sürecini, teknik anlamda bir sertifika vermekten ibaret olarak düşünmüyoruz. Müthiş bir sosyal etkinlik zenginliğimiz var. Bu sene Spor Bilimleri Fakültesi ve Devlet Türk Musikisi Konservatuarı ile ortak şekilde görkemli bir bahar şenliği gerçekleştirdik. Bahar şenliğinde Türk Dünyası öğrencilerimiz başroldeydi. Yemekler, sergiler, stantlar açıldı ve bu öğrenciler kendi kültürlerini de tanıtarak müthiş bir görsel şölene imza attılar” dedi. Doç. Dr. Akgün, “Biz geleneksel olarak nevruzları uluslararası öğrencilerimizle yaparız. Bu da bir Ege Üniversitesi geleneğidir. Dijitalleşme çağında olduğumuz için insanlar başka coğrafyadaki bir dili oturdukları yerden öğrenebiliyorlar. Ancak kültür öğrenmek için bu yeterli değil. Daha fazlasını isteyen ve meseleye sadece dil eğitimi olarak bakmayıp kariyerine büyük beklentilerle bakan öğrenciler dili yerinde öğrenmek istiyor. Zaten Türkçe Türkiye’de öğrenilir. Eğer Türkiye’de öğrenilecekse biz, İzmir’de Ege Üniversitesi’nde öğrenilir diyoruz ve öğrencilerimizin buradan büyük bir memnuniyetle ayrıldığına şahit oluyoruz’’ diye konuştu. Akgün sözlerini “Bununla birlikte üniversitemizin dijitalleşme ve uluslararasılaşma hedefleri doğrultusunda sürekli yeni adımlar atıyoruz. Türkçeyi çeşitli nedenlerle kendi ülkesinde ve çevrimiçi öğrenmek isteyenler için uzaktan eğitim seçeneği sunarak çevrimiçi sınıflar açıyoruz. Azerbaycan ve Özbekistan ile gerçekleştirdiğimiz ikili anlaşmalar ile bu ülkelerdeki öğrenciler için çevrimiçi sınıflar oluşturduk ve oluşturmaya devam ediyoruz. Anlaşma yaptığımız ve eğitim verdiğimiz ülke sayının önümüzdeki süreçte artarak devam edeceğini söyleyebilirim.” diyerek tamamladı.
İktisat Kongresi binasına turizmci desteği
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.